Muhtar Hasan Aziz, bizleri birleştiren şahsiyettir.
Türkle Türk, Bulgarla Bulgar olmakta.
Onu, Paskalya'da kilisede, Kurban Bayramı'nda camide görmekteyiz.
Ortaklaşa düzenlediğimiz bir hayır duasında, hepimizi aynı kurban sofrasına
toplayan yine kendisidir.
Amerika'ya gitmiştik, Elhart ile kardeş olmamızdan dolayı. Karşımızda bizi
bekleyen bir sürü yaşlı, beyaz ve siyah Amerikalı durmakta. Ayrıca bir de
tercüman bulup getirmişler ve kendi aralarında konuşuyorlar;
" - Bunlar da kim oluyor? Bir köyün muhtarıymış!"
Bizim Hasan Aziz onlara, kendi dillerinde hitap etti...
Bir keresinde Mitropolit bana sordu;
- Bu Türklerle ne yapıyorsun da, bu kadar iyi anlaşıyorsun?
Herkesin önünde ben ona şu cevabı verdim;
- Şimdi bütün papazlar, kendi muhtarlarına telefon etsinler.
Bakalım hangisi telefonu kaldıracak?
Ben Hasan Aziz'i aradım, o da derhal bana döndü...
Benim bu tür anılarım bulunmakta.
Bir de, Kırcaali'nin karışık nüfuslu bir kent
olduğu saçmalığını duymaktan sıkıldım artık.
Bu tür söylentilerin sahiplerini ben Brüksel'e veya Paris'e göndermek isterim.
Asıl orada her renkten insanlar, koyu kahve renklisini de, siyahtan siyahını da göreceklerdir.
Evet, biz burada beraberiz!
Beyaz insanlar olarak!
Papaz Petır,
Kırcaali
Публикуване на коментар